Hayat, her yaştan insana yeni fırsatlar sunabilir. 65 yaşındaki Ayşe Teyze, yıllardır hayalini kurduğu bir hedefe doğru adım atıyor: Okuma yazma öğrenmek. Küçük yaşlarda, eğitim imkânlarından yoksun kalan Ayşe Teyze, şimdi kendi çocukları ve torunları için bir rol model olmanın peşinde. Bu haber, onun eğitim yolculuğunda attığı adımları ve çaresizliğini nasıl aşarak yeniden bir başlangıç yaptığına dair ilham verici bir hikaye sunuyor.
Ayşe Teyze, 1958 yılında küçük bir köyde dünyaya geldi. Ailesi, maddi imkânları kısıtlı olduğu için, ona eğitim vermekten vazgeçti. O zamanlar, köyde okullaşma oranı oldukça düşüktü ve çoğu aile kız çocuklarını eğitmekten çok ev işlerine yönlendirmeyi tercih ediyordu. Ayşe Teyze de bu durumdan nasibini almıştı. Yıllar geçtikçe, iyi bir eğitim alamamak, hayatının her alanında zorluklarla karşılaşmasına neden oldu. Okuma yazma bilmemesi, iş bulma fırsatlarını sınırladı ve sosyal hayattan kopmasına yol açtı. Ancak o, asla umutlarını kaybetmedi.
Geçtiğimiz yıl, yerel bir eğitim merkezinin düzenlediği okuma yazma kursunu duyduğunda, Ayşe Teyze için yeni bir dönem başlamış oldu. Kararını verirken, cesaretini toplayarak, "Artık bu hayali gerçekleştirme zamanı geldi" diyerek kursa katılmaya karar verdi. İlk gün, oldukça heyecanlıydı. Kendi yaşıtları arasında olmanın getirdiği kaygıları bir kenara bırakarak, eğitim hayatına yeniden merhaba dedi. Kursa katılan diğer öğrencilerle olan ilişkileri, onun motivasyonunu artırdı; çünkü aynı hayallerle yola çıkan birçok insan vardı. Birlikte çalışmalar yapmak, dersler sırasında birbirine destek olmak, Ayşe Teyze'nin cesaretini pekiştirdi.
Kurs süresince, okuma yazma öğrenmenin sadece harfleri öğrenmekle sınırlı olmadığını fark etti. Mantık yürütme becerileri ve problem çözme yeteneklerini de geliştirerek, zihnini açtığını hissetti. Öğretmenleri, onun azmi ve kararlılığını görünce, ona ekstra destek vermeye karar verdiler. Yaşına bakmadan öğrenme isteği, bu süreçten en çok fayda sağlayan unsurlardan biri oldu. Ayşe Teyze, hocasının özverili rehberliği ile birlikte, kısa sürede harfleri tanımaya ve basit kelimeler okumaya başladı.
Bugün, Ayşe Teyze okuma yazma kursunu tamamladı ve mezuniyet heyecanını yaşıyor. Artık bir kitap okuyabiliyor ve yazılı notları takip edebiliyor. Hedefi sadece kendine değil, aynı zamanda torunlarına da örnek olmaktı. Onlara, “Hiçbir şey için geç değildir” mesajını vermek istiyor. Bu sürecin getirdiği en büyük kazanım, özgüven kazanmaktır. Ayşe Teyze, artık bir okuyucu ve yazar olmanın heyecanıyla dolu. Torunlarına kendi hikayesini anlatmayı ve onlara eğitimlerinin kıymetini öğretmeyi hedefliyor.
Ayşe Teyze’nin öyküsü, yaşın sadece bir sayı olduğu ve öğrenmenin hayat boyu devam edebileceği gerçeğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Eğitim, yalnızca gençlerin değil, her yaştan bireylerin hakkıdır. onun hikayesi, birçok insana ilham vererek, öğrenmeye olan arzularını yenilerken, hayatta atılacak yeni adımların her zaman mümkün olduğunu gösterdi. Ayşe Teyze’nin azmi, birçok insan için bir ders niteliğinde. Zira bizler, hayatın her evresinde öğrenim ve gelişim fırsatlarını değerlendirerek, kendimizi daha da yukarıya taşıyabiliriz.
Sonuç olarak, Ayşe Teyze’nin hikayesi, eğitim ve öğrenilişin sınır tanımadığını ve motive olmadan hayatın zorluklarının üstesinden gelemeyeceğimizi göstermektedir. Onun cesareti, bizlere her an yeni bir başlangıç yapma fırsatımız olduğunu hatırlatıyor. Hayatta kalmanın yanı sıra öğrenmeye teşvik eden koşulların yaratılması gerektiğini unutmamak gerekiyor. Ayşe Teyze’nin hikayesinin her yaştan insan için ilham vermesi umuduyla, eğitim, öğrenim ve gelişme yolunda daha fazlasını elde eden bireyler olarak, onun azmini örnek alalım.