28 yıl önce, 4 Nisan 1997 tarihinde, Türk siyasi tarihinin önemli isimlerinden biri olan Alparslan Türkeş, hayata veda etti. Türk milliyetçiliğinin önde gelen simgelerinden biri olarak anılan Türkeş, 1924 yılında Kıbrıs’ta dünyaya gelmiş ve Türk siyasetinde birçok dönüm noktasında önemli bir rol oynamıştır. 28. ölüm yıldönümünde, Alparslan Türkeş’in hayatı, siyasi kariyeri ve mirası üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat oluştu.
Alparslan Türkeş, genç yaşta Türkiye’ye göç ederek, burada eğitim hayatına başlamış ve daha sonra askeri akademiden mezun olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hemen ardından, Türk milliyetçiliği fikrinin yayılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Siyasi kariyerine 1940’lı yılların sonunda, Ülkücü hareketi destekleyerek başlayan Türkeş, sağ politikaların güç kazandığı dönemde Türk Milliyetçi Hareketi’nin öncülerinden biri haline geldi.
1960 yılında askeri darbenin ardından kendisi de gözaltına alınan Türkeş, darbenin yarattığı siyasi karmaşadan sonra 1965 yılında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin kurucu lideri olarak partisini yeniden yapılandırmıştır. MHP’nin 1970’li yıllarda Türkiye’deki sağ siyasi eğilimlerin belirleyici gücü haline gelmesinde büyük rol oynamıştır. 1980 darbesi sonrasında, siyasi yasaklara rağmen, etkisini kaybetmeyen Türkeş, 1987 yılında siyasete dönerek MHP’yi bir kez daha toparlamıştır.
Alparslan Türkeş’in Türk siyaseti üzerindeki etkisi sadece partisiyle sınırlı kalmamış; aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin yaygınlaşmasına da katkıda bulunmuştur. 1980’li yıllarda ve sonrasında, Türk dünyası ile olan ilişkileri güçlendiren çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Türkçülüğün ve milliyetçiliğin ön planda olduğu düşüncelerin yayılması, sosyo-kültürel süreçlere önemli katkılarda bulunmuştur.
Alparslan Türkeş, 1997 yılında vefat ettikten sonra, Ankara'daki Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilmiştir. Mezarı, her yıl partisi tarafından anma etkinlikleriyle ziyaret edilmekte, hayranları ve takipçileri, kendisine olan saygı ve sevgilerini göstermek amacıyla buluşmaktadır. Ölüm yıldönümünde düzenlenen etkinlikler, hem partisinin hem de Türk milliyetçiliğini benimseyen toplum kesimlerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirilmektedir.
Bununla birlikte, Alparslan Türkeş’in vefatının her yıl dönümünde, Türkiye’nin dört bir yanında çeşitli anma programları düzenlenmektedir. Bu anma etkinliklerindeki konuşmalar, Türkeş’in düşüncelerine ve Türk milliyetçiliğine olan bakış açısına ışık tutarak, genç nesillere örnek olmaktadır. Anma günlerinde yapılan saygı duruşları ve dualar, Türkeş’in siyasi mirasını yaşatmak adına büyük önem taşımaktadır.
Türkiye tarihi boyunca, pek çok önemli lider ve düşünce önderi çıkmıştır, ancak Alparslan Türkeş’in bıraktığı etki, Türk milliyetçiliği ve siyasetinde hala hissedilmektedir. Bugün bile, onun düşünceleri ve idealleri, birçok insan için bir yol gösterici olmaya devam etmekte, Türkiye’nin geleceğine dair umutların yeniden yeşermesi için bir ilham kaynağı olmaktadır. Anma etkinlikleri, bu değerlere sahip çıkmak ve yaşatmak adına önemli bir fırsat sunmaktadır.
Sonuç olarak, Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılı, yalnızca bir kaybı değil, aynı zamanda onun fikirlerinin, siyasetteki yerinin ve Türk milliyetçiliğinin önemi üzerine bir düşünme vesilesidir. Kendisi, hayatı boyunca Türk milleti için çaba sarf eden, mücadele eden ve bıraktığı mirasla da sürekli anılacak bir lider olarak tarihe geçmiştir. Bu vesileyle, onun düşünceleri ve idealleri ışığında, Türk gençliğinin gelecekteki yönelimlerinin şekillenmesine zemin hazırlamayı hedefleyerek, ona olan saygımızı her daim canlı tutmalıyız.