Bayram, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, mutluluğu paylaştığımız zaman dilimidir. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, bu özel günün coşkusunu acıya dönüştürdü. Dilan, eşi tarafından katledildi. Bu trajik olay, sadece aile ve yakınlarını değil, toplumun geniş kesimlerini derinden etkilemiş durumda. Dilan'ın hikayesi, kadına şiddetin önlenmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizmektedir.
Dilan, bayram için hazırlıklarını tamamlamış, sevdikleriyle birlikte güzel bir gün geçirmeyi hayal ediyordu. Ancak o sabah, her şey değişti. Dilan ve kocası arasında çıkan tartışma, korkunç bir sonla bitmek üzereydi. İlk belirlemelere göre, çift arasında ailevi meseleler nedeniyle gerginlikler yaşanıyordu. Dilan'ın eşi, bu gerginliklerin sonucunda sinirlerine hakim olamayarak Dilan'a saldırdı ve talihsiz kadının yaşamına son verdi. Olay, Dilan'ın akrabalarının evinde gerçekleşirken, komşuların korku dolu gözle olayı izlemekten başka çareleri kalmadı. Göz önünde cereyan eden bu olay, tüm mahallede büyük bir yankı uyandırdı.
Dilan'ın kaybı, yalnızca bu ailenin değil, pek çok insanın kalbini kırdı. Türkiye, kadına yönelik şiddet konusunda ciddi bir sorun yaşamaktadır. Resmi verilere göre, Türkiye'de her yıl yüzlerce kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybediyor. Ancak bu tür olaylar, sadece istatistiklerde yer almakla kalmamakta; her bir olay, ardında derin izler bırakmakta ve toplumun genel yapısını sarsmaktadır. Dilan'ın ölümü, bu sorunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığının bir göstergesi. Katledilen her kadın, aslında sadece kendi hikayesinin değil, toplumsal bir sorun olan kadına şiddetin de sesi olmaktadır.
Toplum olarak bu acı olaylardan ders almalıyız. Dilan gibi hayalleri ve umutları olan kadınların yaşamlarının sona ermesi, sadece o birey için değil, aileler, arkadaşlar ve topluluklar için de yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumun her kesiminin harekete geçmesi gerekiyor. Eğitim, farkındalık ve en önemlisi dayanışma ile bu sorunla mücadele edebiliriz. Dilan'ın acı kaybı, çağrılarımızın daha da yüksek sesle duyurulması için bir vesile olmalıdır.
Son olarak, Dilan'ın ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hepimizin üzerine düşeni yapması gerektiğinin bilincinde olmamız gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her kadının hayatı değerlidir ve hiçbir kadın şiddete maruz kalmamalıdır. Toplum olarak, Dilan’ın hikayesini unutmamalı ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için mücadelemizi sürdürmeliyiz.