Son günlerde siyasetin dilindeki sertliğin arttığına şahit oluyoruz. Özellikle muhalefet partileri ile iktidar arasında yaşanan tartışmalar, ülkenin gündeminden düşmüyor. Bu bağlamda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP’li Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sarf ettiği sözlere yanıt vererek, bu tarz seviyesiz söylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Çelik, Cumhurbaşkanımıza dönük yapılan bu tür ifadelerin toplum tarafından yerinde karşılanmadığını belirtti.
Ömer Çelik, yaptığı basın açıklamasında, Özgür Özel’in hedef aldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ifadelerini eleştirerek, “Siyaset bir kavga alanı değil, toplumun sorunlarına çözüm üreteceğimiz bir mecra olmalıdır. Bu tür seviyesiz sözler, sadece siyasi bir kışkırtma aracı olma özelliğini taşır. Biz bu üslubu kabul etmiyoruz“ dedi. Özel'in bu açıklamalarının, tüm siyasi partiler için utanç verici olduğunu ifade eden Çelik, Türkiye’nin siyasi kültüründe böyle bir dilin yeri olmadığını söyledi.
Ömer Çelik’in bu açıklamaları, sosyal medya platformlarında ve kamuoyunda geniş yankı buldu. Birçok vatandaş, siyasetçilerin daha hoşgörülü olması gerektiğini savunarak, seviyesiz söylemlerin sadece kutuplaşmaya yol açtığını belirtti. Çelik’in açıklamasına, iktidar partisinin destekçileri tarafından olumlu tepkiler gelirken, muhalefet cephesi ise Özel’in sözlerini savunmaya devam etti. Anketler, Türkiye’nin siyasetteki kutuplaşmanın arttığını ve toplumun bu durumdan rahatsızlık duymaya başladığını gösteriyor.
Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı’na yönelik kullandığı dilin, özellikle genç seçmenler arasında olumsuz bir algı yaratabileceği düşünülüyor. Gençler, siyasi söylemlerin daha pozitif bir dille yürütülmesi gerektiğine inanıyor ve kavgacı bir politikanın geleceğe taşınamayacağını vurguluyor. Çelik’in açıklamaları, bu anlamda iktidar partisinin tutumunu daha da pekiştirirken, muhalefet partileri arasındaki rekabetin de alevlenmesine neden oluyor.
Bir yandan, bu tür tartışmaların gündemi meşgul ettiği, diğer yandan ise Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve ulusal güvenlik meseleleri gibi temel konuların göz ardı edilmesine sebep olduğu düşünülebilir. Siyasetçilerin, toplumun gerçek sorunlarına odaklanmak yerine kişisel atışlara yönelmesi, birçok vatandaş tarafından eleştiriliyor. Ömer Çelik'in çağrısı, bu noktada daha yapıcı bir politika anlayışının benimsenmesi gerektiğini de ortaya koyuyor.
Gelecek günlerde, bu tür siyasi atışların devam edip etmeyeceği merak konusu. Ancak, Çelik’in bu açıklamaları, Düzeltici bir yaklaşım olarak öne çıkıyor ve muhalefet partilerinin daha yapıcı bir tutum sergilemesini bekliyor. Sonuç olarak, toplumun, siyasi düzeyde daha saygılı bir dil ve anlayış talep ettiği bir dönemdeyiz. Çelik’in açık ve net mesajı; siyasetin, kavgadan çok uzlaşmayı ve çözüm üretmeyi barındırması gerektiğidir.
Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı’na yönelik söylemleri, siyasetteki bu sertcüre iklime yeni bir boyut kazandırmış durumda. Ancak, toplumun bu duruma olan tepkisi ve bir şeylerin değişmesi gerektiğine dair duyduğu ihtiyaç, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir gösterge olabilir. Siyasi aktörlerin, toplumun taleplerini dikkate alması ve daha saygılı bir dil kullanması, tüm taraflar için eventual bir kazanç sağlayacaktır.