İran ve İsrail arasında son günlerde yaşanan gerginlik, dünya genelinde büyük bir endişe yaratan olaylar zincirine dönüştü. Ortadoğu'daki bu iki güç arasında süregelen çatışmalar, yalnızca bölgenin değil, küresel jeopolitik dengelerin de nasıl şekillendiğine dair önemli işaretler taşıyor. Peki, İran - İsrail savaşı sona erdi mi? Ateşkes müzakereleri hangi aşamada? Gelin, son gelişmelere daha yakından bakalım.
İran ve İsrail arasındaki gerilim, yıllardır süregelen derin ideolojik ve siyasi farklılıklara dayanmaktadır. 1979 İslam Devrimi'nden bu yana İsrail, İran'ın en büyük düşmanı olarak kabul edilmekte ve her iki ülkenin de birbirine yönelik düşmanca söylemleri dünya basınında geniş yer bulmaktadır. İran, İsrail'in varlığını tehdit eden bir ülke olarak, özellikle nükleer silah geliştirme programlarıyla dikkat çekmektedir. İsrail ise, İran'ın bölgedeki hegemonyasını kırmak için çeşitli askeri operasyonlar düzenlemekte ve bu durumu kendi ulusal güvenliği için bir tehdit olarak değerlendirmektedir.
Son aylarda, iki ülke arasındaki gerilim zirve noktasına çıkmış durumda. İran'ın desteklediği milis gruplar, Suriye sınırı üzerinden İsrail'e yönelik saldırılarda bulunmaya başladı. İsrail, bu saldırılara karşılık vererek Iran'ın askeri varlığına yönelik hava saldırıları düzenledi. Özellikle 2023 yazı itibarıyla patlak veren olaylar, taraflar arasında sıcak çatışmalara yol açtı ve birçok sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Son günlerde yoğunlaşan çatışmalar, bölgedeki uluslararası aktörleri de harekete geçirdi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD, her iki tarafa da ateşkes çağrısında bulundu. Özellikle, ABD'nin Cenevre'deki diplomatik ofisleri aracılığıyla yaptığı müzakereler, iki taraf arasında bir ateşkes zemini oluşturma çabası içerisindedir. Ancak, İran'ın desteklediği gruplar ve İsrail'in sert tutumu, müzakerelerin ilerlemesini zorlaştırmaktadır.
İran, uluslararası baskılara rağmen, askeri programlarını sürdürmekte kararlıdır. Aynı zamanda, ülkenin iç politikası da bu çatışmaların etkisi altında şekilleniyor. İran'da hükümet, ulusal birliği sağlamak adına İsrail'e karşı sert bir duruş sergiliyor. Bu durum, ateşkesin ne kadar mümkün olabileceğine dair belirsizlikleri artırıyor. Öte yandan, İsrail hükümeti de halkın güvenliğini sağlamak adına aktif bir askeri strateji izliyor ve geri adım atma niyetinde görünmüyor.
Uluslararası toplum, barışın sağlanması için her türlü çabayı göstermekte. Ancak, her iki tarafın da kamuoyundaki milliyetçilik ve düşmanlık duygularının yüksek olması, ateşkes ihtimalini oldukça zayıflatıyor. Önümüzdeki günler, bu çatışmaların nasıl şekilleneceği ve ateşkesin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda belirleyici olabilir.
Tüm gözler, İran ve İsrail arasındaki bu çatışmaların çözümü için atılacak adımlarda. Hem bölgedeki halklar için hem de global güvenlik için umut edilen bir ateşkesin gerçekleşmesi, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Ancak, mevcut durum gösteriyor ki iki taraf arasında kalıcı bir barış sağlamak, hiç de kolay olmayacak.
Bu gelişmeler ışığında, İran - İsrail savaşıyla ilgili olan durumları yakından takip etmek, sadece bu iki ülkenin değil, tüm dünya için büyük bir önem taşıyor. Gelecek günlerde yaşanacak olaylar, bu uluslararası güçlerden hangisinin daha fazla etki sahibi olacağını belirleyebilir.