Son günlerde artan depremler ve Türkiye'nin jeolojik yapısı, İstanbul'un deprem riski taşıdığı konusunu yeniden gündeme getirdi. İBB Bilim Kurulu, yaptığı açıklamalarla İstanbul'un deprem riski hakkında önemli uyarılarda bulundu. Şehirde yaşayan her bireyin bu konuyu ciddiye alması gerektiğini vurgulayan kurulu üyeleri, İstanbul’un tarihi ve mevcut yapı stoğu nedeniyle bu riskin ortadan kalkmadığını belirtti. İstanbul'da yaşayanlar için bu durum son derece kaygı verici.
İBB Bilim Kurulu, İstanbul'un deprem riski konusunda gerçekleştirdiği araştırmalar sonucunda, alınması gereken tedbirlerin önemine dikkat çekti. Uzmanlar, İstanbul'un yer aldığı Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın aktifliğini koruduğunu ve bu nedenle olası bir depremin etkilerinin çok yıkıcı olabileceğini vurguladı. Zira, şehirdeki eski binaların çoğu, depreme dayanıklılık kriterlerini karşılamaktan uzak. Bilim Kurulu, bu durumun acil eylem planlarının oluşturulmasını zorunlu kıldığını ifade etti.
Kurulun başkanlığına getirilen jeolog Dr. Ahmet Yıldız, İstanbul’un hazırlanmış olduğu deprem senaryoları ve mevcut durumları hakkında bilgilendirmede bulundu. “Bölge, jeolojik açıdan aktif bir fay hattı üzerinde bulunmaktadır ve bu durum, İstanbul için sürekli bir tehdit oluşturuyor. Yapıların iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi konusunda derhal harekete geçilmesi gerektiği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz,” diye belirtti.
Dr. Yıldız, İstanbul'daki deprem riskine karşı atılacak adımları sıraladı. Öncelikle, mevcut yapıların deprem yönetmeliğine uygun olarak denetlenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu süreçte, hem kamu hem de özel sektör işbirliğinin önemine dikkat çekerek, “Yerel yönetimlerin ve inşaat sektörünün işbirliği yaparak, dönüşüm projeleri geliştirmesi şart. Şehir, bu tür projelerle daha güvenilir hale getirilebilir,” dedi.
İBB Bilim Kurulu, deprem sırasında yapılması gereken hazırlıklara da değindi. Herkesin acil durum çantası hazırlaması, güvenli alanların belirlenmesi ve düzenli tatbikatların yapılmasının önemini vurguladı. “İstanbul’da yaşayan her bireyin, deprem farkındalığına sahip olması gerekiyor. Bu anlamda eğitim programları ve seminerler düzenlenmeli. İnsanlar, bu konuda bilinçlendirilmelidir,” şeklinde önerilerde bulundular.
İstanbulluların, bu tür uyarılara kayıtsız kalmamaları gerektiğini belirten kurul, yerel yönetimlerle işbirliği içinde bu süreçlerin hızlandırılması için toplumun da sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. “Hepimiz, İstanbul'un bir parçasıyız ve bu şehirdeki garantimiz, kişisel tedbirlerimizi almaktan geçiyor. Evlerimizi, iş yerlerimizi deprem güvenli hale getirmekle yükümlüyüz,” diye eklediler.
Sonuç olarak, İstanbul’un deprem riski her ne kadar sürekli gündemde olsa da, İBB Bilim Kurulu tarafından yapılan bu uyarılar, şehirde yaşayan herkesin bu gerçeklikten kaçamaması gerektiğini ortaya koyuyor. Şehirdeki riskleri azaltmak ve güvenli bir yaşam alanı yaratmak için, hem bireysel hem de toplumsal bazda bilinçlenmek ve harekete geçmek gerekiyor. Bu noktada, İBB Bilim Kurulu'nun önerileri dikkate alınmalı ve harekete geçilmelidir. İstanbul, bu konuda kalıcı çözümler üretilmedikçe, deprem riski ile yaşamaya devam edecektir.