Son dönemde dünya gündeminde önemli bir yer tutan Suriye meselesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasındaki ilişkilerin derinliğiyle daha da karmaşık hale geliyor. Özellikle son aylarda, Putin’in Esad’a olan desteği ve bu desteğin arka planındaki nedenler, birçok spekülasyona yol açtı. Suriye'nin geleceği, uluslararası güç dengeleri ve gerilimler açısından büyük önem taşıyor. Bu haber, Putin ve Esad arasındaki ilişkinin inceliklerini, Suriye’nin jeopolitik konumunu ve bölgedeki gelişmeleri mercek altına alıyor.
Vladimir Putin ve Beşar Esad arasındaki ilişki, 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının kıvılcımından bu yana daha da derinleşti. Rusya, Suriye’deki çatışmalara askeri müdahil olmasının ardından, Esad rejiminin ayakta kalmasında kritik bir rol oynamıştır. Putin’in Esad'a verdiği destek, yalnızca askeri yardımlarla sınırlı kalmamış, aynı zamanda uluslararası platformlarda Suriye’nin meşruiyetinin korunması konusunda da önemli adımlar atmıştır. Rusya'nın, BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye’ye yönelik ambargoları veto etmesi, bu ilişkiyi pekiştiren önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır.
Suriye’deki iç savaş, yalnızca yerel bir meseleden çok, uluslararası bir poyraz haline dönüşmüştür. ABD, Avrupa Birliği ve diğer Batılı ülkeler, Esad yönetimini devirmek için çeşitli stratejiler geliştirirken, Rusya devreye girerek Esad’ın yanında yer aldı. Ancak, Putin’in Esad’ı bırakmaması, yalnızca iki lider arasındaki ilişki ile açıklanamaz. Suriye’nin jeopolitik konumu, petrol ve doğal gaz kaynakları, hem Rusya hem de Batı için büyük stratejik değer taşımaktadır. Bu nedenle, Putin’in Esad’ı koruması, sadece siyasi bir tercih değil, aynı zamanda Rusya'nın Ortadoğu'daki vekalet savaşlarını kazanma çabası olarak da yorumlanmalıdır.
Bölgedeki gelişmeler, özellikle Türkiye ve İran’ın Suriye üzerindeki etkisiyle birleştiğinde, Putin ve Esad’ın ilişkisini daha da karmaşık hale getiriyor. Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki Kürt gruplara karşı yürüttüğü askeri operasyonlar, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir gerilim yaratmakta. Bu durum, Rusya’nın Esad’a sağladığı desteğin arka planındaki dinamikleri değiştirebilir. Rusya’nın, Türkiye’nin bu operasyonlarına nasıl bir yanıt vereceği, Suriye’nin geleceğini ve Esad’ın iktidarını doğrudan etkileyecektir.
Özellikle son günlerde yaşanan gelişmeler, Putin’in Esad’a olan desteğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Rusya, Suriye’de kalıcı bir askeri varlık oluşturmak üzere hazırlıklar yaparken, bölgede dengeyi sağlamak için Esad’ı kullanma stratejisini benimsiyor. Suriye’nin yeniden inşası sürecinde, Putin’in Esad’ı bırakmaması, ülkenin gelecekteki yönetim biçimini ve uluslararası ilişkilerini de şekillendirecek bir unsur haline gelecektir.
Uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısı ve Suriye’nin iç dinamikleri, Putin ve Esad’ın ilişkisini takip etmeyi zorlaştırıyor. Ancak, Putin’in Esad’a olan sadakati, Suriye’nin yeniden inşası sürecinde önemli bir anahtar rolü oynamaktadır. Bu durum, dünya genelinde gözlerin Suriye üzerine çevrilmesine neden olurken, başka ülkelerin de Suriye üzerindeki etkisini artırma çabalarına neden olmaktadır. Sonuç olarak, Putin’in Esad’ı Suriye’ye bırakmaması, sadece iki lider arasındaki dostluğun bir göstergesi değil, aynı zamanda bölgedeki güç dinamiklerini de belirleyen bir strateji olarak karşımıza çıkıyor.