Doğa ile mücadele eden ve zorlu bir yaşam mücadelesi veren insanlar, ustalıkla inşa edilmiş bir evin yanında nefes kesici bir manzarayı günlük yaşamlarının bir parçası haline getiriyor. Uçurumun kenarına yerleştirilmiş bu evler, yaşam alanları dışında adeta birer yayla evi gibi görünüyor. Fakat bu yaşam biçiminin yanında getirdiği zorluklar da oldukça fazla. Aileler, evlerine ulaşmak için inşa edilmiş 107 basamak ile her gün zorlu bir mücadele veriyor. Bu merdivenler, sadece kaç basamak olduğu ile değil, aynı zamanda her bir adımda taşıdığı hikayeler ile de dikkat çekiyor. Hemen hemen her birey için bu yolculuk, hayatlarının bir parçası haline gelmiş.
Uçurum kenarındaki bu evler, sadece ulaşım zorluğu değil, aynı zamanda birçok tehlike barındıran bir yaşam alanını temsil ediyor. Yerleşim yeri hem muhteşem doğaya tanıklık etme fırsatı sunuyor, hem de yükseklik korkusu olanlar için bir kabus haline dönüşebiliyor. Fakat burada yaşayan insanların cesareti, bu zorlukları gölgede bırakıyor. Doğanın sunduğu eşsiz manzaralar, bu evlere ulaşan insanların yaşamlarına büyük bir estetizm katıyor. Her sabah uyanırken güneşin doğuşunu, akşamları ise muhteşem gün batımını izlemek mümkün. Fakat unutulmaması gereken bir nokta var ki, bu görsellerin arkasında her gün verilen ciddi bir mücadele mevcut. 107 basamağın her biri, yalnızca bir adım değil; hayatta kalmak için verilen çabaların bir sembolü aslında.
Bu merdivenler inşa edilirken, arka planda büyük bir düşünce ve titizlikle yapıldı. Merdivenin her bir basamağı, yerel halkın el yapımı ile hayat buldu ve hepsi kendine ait bir hikaye taşıyor. Aileler, bu merdiveni günlük yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor. Çocuklar, oynarken bu basamakları hem oyun alanı hem de bir spor aleti olarak kullanıyorlar. Gençler, bu basamakları tırmanırken dayanıklılıklarını arttırıyor ve yaşlılar ise bu merdivenleri aştıkça hayat mücadelesinin ne denli önemli olduğunu hatırlıyor. Fakat her kadar olağan bir yaşam gibi görünse de, zorluklar beraberinde getirdiği birçok kısıtlama ile de kapıda bekliyor. Bu evlerde yaşayanlar, yalnızca fiziksel değil, duygusal olarak da güçleniyorlar. Kimi zaman düşen eşyalar, bazen de yanlarına almak zorunda oldukları ağır yükler, merdivenlerin üzerinde birer sınav niteliğinde. Bu durum bireyleri bir araya getiriyor ve toplumsal dayanışmanın güç kazanmasına zemin hazırlıyor.
Sonuç olarak, uçurumun kenarındaki bu evlerde yaşayan insanların hikayeleri, sadece bir ev ve merdiven hikayesi değil; cesaret, azim, dayanışma ve doğayla uyumlu bir yaşamın da kısaca anlatımı. 107 basamak, her ne kadar zorlu bir yolculuk gibi görünse de, bu ailenin yaşam biçiminin ayrılmaz bir parçası olmuş durumda. Uçurumun kenarındaki hayat, sadece coğrafyanın zorluğuna değil, aynı zamanda insanların iradesine de ayna tutuyor. Yaşam mücadelelerinin her bir basamağı, bu hikaye bağlamında aktif bir rol üstleniyor ve böylece toplulukları bir araya getiriyor. Uçurumun kenarındaki bu evler, sıradan bir yaşam standardının dışında, sıra dışı bir durumu temsil ediyor. Herkes, kendi hikayesini bu 107 basamakla yukarıya taşıyor ve uçurumun kenarındaki bu yaşam, belki de bir nebze daha erişilmez bir özgürlük sunuyor.